22 Eylül 2013 Pazar

Pas Çözücü :: Manowar - The Lord Of Steel Live EP





Beyler sonunda okullar açıldı, inci boncuk saçıldı ama içimizdeki heavy metal aşkı bitmedi. Yani kritiklere tam gaz devam edeceğiz. İki yıllık (iki buçuk) birikim ve sizi etkisiz hale getirebilen açıklamalarımla (arkadaşımın yalancısıyım) bir süre daha sizlerle beraberiz sayın "seyirciler."



The Lord Of Steel - Hammer/Retail kritiğine dönmek için tıklayın.


Manavar içerikli dördüncü kez yazıyorum ve bir gram utanmıyorum. Son kritikte verdiğim sözü tutmadım, kusurumuz varsa affola, çünkü gecenin bir yarısı Manowar eşliğinde kafa sallayacağımı hayal bile edemezdim. Hani klasikleri falan zaten ayda bir kere dinliyorum yoksa Manowar'dan bile sıkılmak mümkün, lakin gece gece uykumu açan altı parçanın biri hariç hepsi paslı albüm Lord Of Steel'dan. Yanlış duymadınız, The Lord Of Steel, lakin canlı olanı. "Live" albümlerdeki olay, grubun stüdyoya bağımlılığını ölçmek ve konser heyecanını bir kez de evde yaşatmaktır. Siz siz olun, "sahne gruplarının" canlı albümlerini ıskalamayın.

Başlamadan hatırlatmakta fayda var, Manowar da bir sahne grubudur, albümlerde sıçsa da çıktığı ilk sahnede kıçını temizler.

-o-


Heavy metal konserlerinde sık rastlanan durumlardan biri de grupların hem gaza gelme, hem de gaza getirme amacı güderek parçaya artan ivmeyle girmeleridir. Thunder In The Sky açılışı tespitimize uygun düşüyor. Donnie Hamzik'in tekniğiyle gözüme girmesi ne yazık ki şarkıyı aklamaya yetmiyor çünkü albüm sürümü beni fazlasıyla etkileyen şarkının bu kadar sönük çalınmaması gerekirdi. Parça parça gitme alışkanlığını bırakalım diyeceğim ama sonuçta albümün genel havasını az çok biliyorsunuz, Thunder In The Sky dışında kalan parçaların hepsi Lord Of Steel kapsamında ve her biri birbirinden -diskografilerini söyle bir gözden geçirirsek- "deneysel" olduğundan işimiz sorlaşıyor. Zaten geriye 5 parça kalınca pek de bir seçeneğimiz kalmıyor diyelim.

Tandır Üsküdar'ın sonuna kadar (oha lan 2009 EP kritiğini yaparsam başlık budur beyler!) dayanıp -o kadar da kötü değildi, güç tasarrufu modunda çalınmış- sıradaki parçayı bekliyorum. Tabii o sıralar bendeki umut düzgün yavaşlamada. Bizi bildiğimiz El Gringo karşılıyor. Sonraki birkaç parçada farkedeceğiniz üzere Eric reisin sesi bozulma sürecine girmiş durumda; bu yüzden şarkı başlarında heyecan yapmıyor, alıştıra alıştıra söyleyip coşturuyor. Tabi söz konusu clean vokallere gelince en başından beri on numara, 90 yaşında olsa bile o temizlikte iş çıkarır diyorum. Vokallerden bahsi açmışken, geçenlerde sözlüklerden birinde Eric Adams'ın sesinin gitgide Boltendahl'a (Grave Digger) benzediğini duymuştum. Şahsi görüşüm vokallerin sert kısımlarında Eric reisin hazır *WOTW'den alışmışken bozuk ve kalınca bir sesle girip karanlık ve barbarca atmosfer yaratmaya çalışması, uzun konserlerde kendine acil çıkış yolu yapmasıdır. Özet: Chris Boltendahl -soyadını düzgün yazabildiğime şükrettiğim adam- sesi daha çok thrash+rock'n roll kırması ve çelik literatürde power metal olarak geçmelerine de etkisi büyük. Manowar kadar karanlık değil yani.

Neyse efendim, çoğunluğun tiranlığında sevilen parçamız Expendable, daha temiz fakat daha sade olmuş gibi. Zaten albüm sürümlerinden sağ çıkan tek parça olup, yapısı gereği EP'de istediğim gazı veremiyor, ilk nakarata kadar boş olmasa (EP sürüm yine iyi) ve bu kadar kısa olmasa kesin hit olurdu. Ve ben kafa sallamaya 5 dk. erken başlardım. Beş dakikayı sabredip bekliyorum,biter bitmez girişini yapan sahnelerin lordu nihayet bende beklenen etkiyi yaratıyor: The Lord Of Steel eşliğinde metronom ile sidik yarıştırmaya başlıyoruz. Sona bırakılan riff ağırlıklı parçalarda Karl amca nihayet kulakları şenlendiriyor. Konser hokkabazlığı ile biten parçanın solosu da ön plana çıkıyor ve Louder Than Hell tadıyla gitar tuşesini hep beraber yalıyoruz. Özellikle albümde anlaşılamayan sololara Karl Logan eski Manowar tınısını karıştırıyor ve ben sevinçten coşuyorum. Hele ki rifflerin sağlamlığı hem bu şarkıda hem de EP finalinde, LP'deki çok iyi yazılan parçalar iddaamı kanıtlamış oluyor. Güzel biten sadece bu parça değil, Hail, Kill And Die ile az kalsın dört buçuk dakikalık saygı duruşunda bulunacaktım. Kesinlikle, her konser listesinde olmasa da, birçoğunda bu arkadaşın bulunmasını istiyorum. Canlı sürümünde beni rahatsız eden tek şey nakaratlarda "DIE" kısımlarının ısrarla Eric reis tarafından dillendirilmesiydi. Allahtan parça sonunda seyirciye bıraktı da içimiz rahatladı. Aynı zamanda hem LP hem EP albümdeki favori sözlerim da bu parçadan:

Dark avengers armed with hatred
Black arrows and wings
By the hammer of Thor
A holy war
For the crown and the ring

Dark Avenger, Hatred, Holy War... bu parçaların anılması çok da iyi oldu, çok da güzel oldu. Ama daha güzel olan, en sona saklanmış. Eğer bir çalışmada en iyi en sona saklanmışsa o çalışma benden 1 puan + çatal kaşık bıçak seti falan kazanır. En iyisini en sona sakla, felsefeme paralel düşen Manowarriors'tan bahsediyorum. Louder Than Hell için yazılıp acaba unutuldu mu, diye düşünüyorum. Ama Manowar tarihi boyunca nadir görülen parça boyu dolu dolu riffler, motor giriş, klasik Manavar edebiyatı, boş sözler ve solo + bas solo... Evet abi, solo bizi kesmiyor ve Joey Efendi arkadan rastgele bas solosunuu sokuşturuveriyor, çok daha iyi çok daha güzel yapıyor. ("Guyana(Cult Of The Damned)", dinleyenler bilir, işte bu hareket o şarkının başındaki bas soloyu anımsattı. Lirik ama nedense gidişata da uyumlu :)) Önceki kritikte favori parça bu olabilirdi demiştim, ikinci kez haklı çıkıyorum ve parçayı EP'nin favorisi ilan ediyorum

-o-

Albümde ne kadar mağdur şarkı varsa hepsi bu EP içinde bulunuyor. Stüdyo albümlerindeki cızırtıdan ya da lüzumsuz efektlerden zehirlenme durumunda reçeteye Live EP yazıyorum ki özlenen Manowar tonu ile yeni parçaların tadını çıkaralım:

(+)Donnie Hamzik makineli tüfek gibi maaşallah! -geometrik ispatı-
(+)Daha çok Karl Logan.
(+)Özlenen bas yürüyüşleri.
(+)Özümüze ağzımızın tadıyla dönüyoruz.
(+)Konser istikrarı.
(+)(+)Cızırtı yok, baslar kulaklarınızı zikmiyor.
(+)(+)Joey DeMaio müzisyenliğini korumuş, konserlerde kaseyi -false metal gruplara öptürmek üzere- temzlemiş.
(+)(+)(+)Manowarriors, Expendable ile beraber ikinci hit olmuş durumda. EP'nin tamamından çok sadece Manowarriors'u dinlemişimdir, stüdyo kaydı niyetine...

(-)Black List yok :(
(-)Pişmemiş Tandır -belki de stüdyo hali fazla iyiydi ondan da batıyor olabilir-
(-)Tek gitarın azizliği.

[8]


-o-

Bunu bari beğenmiyorsan, ziktirip gideceksin. Hem Metal Warriors, hem de Manowarriors'tan Eric reis diyor bak ben demiyorum, buyrun beyler:




(Albümdeki kayıt değil ama olsun, bu da işinizi görür)

  • WOTW: Warriors Of The World, Manowar'ın 9. stüdyo albümü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Şimdi onlar düşünsün.