5 Şubat 2014 Çarşamba

Şafak Vakti :: Alışkanlıklar ve Türkçe Metal




Geç yatıp geç kalkıyorum, üç günde uyku düzenimi siktim attım. Nasıl mı? Sabahları zaten uyuyup pas geçiyorum, öğlen elimden telefon düşmüyor, akşam da düşmüyor. Öylesine vaktimi sikko geçiriyorum.



Zaten pek fazla yorum yapılmıyor ama buraya yorum atacak olan varsa uyarayım, ben de biliyorum erken kalkmasını. Erken kalkmanın en garanti yolunu bulan da benim, bununla alakalı ufak bir anımı paylaşmak istiyorum.


Vaktiyle bulunduğumuz bir Çanakkale gezisinde, AKP'nin 1000 otobüsle geldiği 18 Mart Çanakkale Şehitleri Anma Günü'ne denk gelen zamanlarda, 1000 otobüs olayından dolayı iyi yer bulamadık ve üç yıldızlı (!) bir tatil köyümsü otele yerleştik. Talihsiz oda arkadaşım ertesi sabaha aşağıdaki şarkı ile uyandı.

Manowar - God Or Man


Tepkisi harfi harfine şöyleydi:

"Abi önce davullar giriyor, sonra gitar falan... Korkarak uyandım!"
Ehehe...


Kral-oyun vari telefon uygulamalarından sıkılıp kendimi Android'de Pokemon oynamaya vermiştim ki aklıma ne zamandır blog için yazacak hiçbir skim konu bulamadığım geldi. Sonra baktım bu gece uyuyacağım yok, tek gecede yazıyı kurgulayıp bitirmeye karar verdim. Bir de kahvesiz oturuyorum zaten... (Düzenleme: Yazıp bitirmesi 3 gün sürdü..:D)

Bütün bunları anlatmamdan hala yazacak bir şeylerim olmadığını anlamışsınızdır... Yok lan, yazacak mutlaka bir şeyler var. Kabak gibi başlık var orada.


Şu an şafak vakti, ama yazının başlığını zamana bağlı koymadım. Evimiz kısmen ışık almıyor ve bendeniz akşamüstü ile gece arasında harbi sikko bir yaşam sürüyorum. Hani acılı veya çetin bir yaşam değil, yorucu da değil, ama çok sıkıcı ve değil roman fıkra bile olmaz. İbretlik hikaye hiç olmaz, en azından onlarda sebep-sonuç ilişkisi var. Bende o da yok işte aminiyum.

Yazıyı Heavy Metal konulu etiketleyebilmem için konuya eninde sonunda girmem gerek. Sıkıcı yaşamımdan yeteri kadar ifşada bulunup hava gitarımın tellerini tınlatıyorum...

Bakın ne tınlıyor:

TÜRKÇE METAL!






Etrafta sürekli yorumlar görüyorum, kimisi çıkıp bir gruptan "Türkçe şarkı" istiyor, anında konu arap saçına dönüyor. Başka bir grup, Avrupa pazarına dönük tutumları yüzünden Türkçe şarkı yapmayı reddediyor, oysa ki ilham kaynağı bizden: Süt Kardeşler. Daha başka bir grup ise işin reklamını Türkçe albüm üzerinden yapıyor ve onlara da yabancı dilde -tabi ki (d)İngilizce- şarkı yapıp yapmayacakları soruluyor. Avrupa yolu bizim tüm grupların hayali, onlar da kafalarına eserse birkaç şarkılarını çevirebileceklerini belirtiyorlar.

  • Varan Bir: Gruplarda Avrupa kaygısı, beraberinde sonucunda yabancı şarkı yapmak "gerekliliği" oluşuyor ve bu Türkçe metale pek de olumlu yansımmıyor.


Okunmuyorsa eğer: Ölüm Kadar Soğuk, Ölü Kadar Soluk - ...aaaarrghh...



Örnek: Şu "ibnenin", ...aaaarrghh... kritiği, aha da burada.

Okumak istemeyen seyircilerime dev belediye hizmeti verelim, hazır yerel seçimler yaklaşıyorken. 
 "Bu albüme çok güzel bir 85 veriyorum, sebebi de albümü mp3 formatında sürmeleri ve benim gibi bu işlerin hastası olan birinin delirmesine sebebiyet verecek olan durum: şu sözlerden hiçbir skim anlamıyorum..!"
İşte bu skim elemanlara kendimizi kabul ettirebilmek için frenkçe metale yöneliyoruz.




Peki bu olayı aşmış bi grup var mıdır? Olmaz mı? En güzide örneği, ortaokul yıllarında yapmaktan büyük keyif aldığım ve başkasının kellesini koltuk altına alıp kıstırmaca hareketi anlamına gelen isimleriyle, Kvelertak! Zamanında komikli-vikingli bir kliple tanıştığım grup alayına Norveççe şarkı yapıp herkese hunharca çalıyor, hunharca dinletiyor. Bir ara da Portekizli herifin bir şarkısı patladıydı da millet şarkıyı öğrenebilmek için Portekizce öğreniyordu falan...

Sorun. ikisi de bizden değil gençler... Zaten mevzubahis Portekizli de popçuydu amk.

  • Varan İki: Abi yabancılar yapınca iyi oluyor, bizdeki gruplar hiç orjinal değil..:(

Örnek: Bu şarkının altına yapılan yorumlar silsilesi... Tıkla!

Okumak istemeyen ve bu sefer gayet haklı olan seyircilerimize hizmete devam:
"Amma Metallica'ya benzemişler, hatta şarkının şurası da Megadeth'ten (ç)alıntı. Hıh, rsmn özentiler yaa..."
Yorum yok...


-o-





Whisky var mesela. Adamlar ilk Türkçe Heavy Metal albümünü yaptılar, orjinaline sadık kalınmış yeni basımını bulduğumda hiç düşünmeden almıştım. Ses çok bozuk geliyor, neden biliyor musun metalci? Yıl 1986 da o yüzden. Ki ülkemizin tek(mi acaba?) metal grubu Pentagram albüm çıkarmayı bırak daha kurulmamış bile.
"Judas Priest geliyor, Metallica geliyor. Millet onlara gidiyorken bize hiç uğramıyorlar. Sonra neden ortalıklarda yokuz? Biz hiç ölmedik, hep buradaydık."
Şu an doğru dürüst metal çalınan tek mekan  Dorock ise şu varana da ulaşabiliriz:

  • Varan 3: Türk metal dinleyicisi ilgisiz, ilgilense de sayıca yetersiz.

Oldschool fanlar ve benim gibi birkaç çılgın gencin haricinde pek kimsenin olmadığı Annihilator konseri böyle ise yerli gruplarımızın halini düşünemiyorum. Gerçi ülkemizde düzenlenen metal konserleri her yönden eksik, aynı Frank Rijkaard tespitinde olduğu gibi:
"Her şey var ama hiçbir şey tam değil."




Eğlence endüstrisinin, doğal olarak da müzik endüstrisinin önemli çoğunluğu Amerika'da toplanmış bulunmakta. İyice açıyı daraltıp metel müziğe indirgersek Amerikan endüstrisinin ardından İngiltere ve Almanya geliyor. Şu an dünya üzerindeki İngilizce hakimiyetinin oluşturduğu bariyeri aşan tek grup Rammstein. Onlar da Almanca ile, zaten bazı ülkelerde ders olarak okutulan bir dille bunu aştılar. Gerçi Till Lindermann konserlerini anonssuz geçirse de bunu sahne şovu ile kapatıyorlar ya, neyse işte...

Onun haricinde Alamanların, kendi garip aksanları ve daha jilet riffler yazmaları haricinde İngiliz gruplarından pek bir fakları yok. Bu yüzden Amerika, İngiltere ve Almanya dışında sağlam metal grubu çıkarabilmiş ülke sayısı çok az. Gojira olmasa Fransa'nın hali vahim, onun haricinde Brezilya'dan grup çıkıyor -tabi ki İngilizce- fakat İspanya-Portekiz'den hatrı sayılır grup dinleyemedik.

Özetlemek gerekirse, ülkelerin kültürleri ve dil yapıları her zaman heavy metal için gerekli altyapıyı oluşturamayabiliyor. Hele İngilizce harici bir dil içinse işler daha da zorlaşıyor.


  • Varan 4: "Ben Türkçe metal sevmiyorum." 

Bunun bir örneğini bulamadım ama mutlaka çevrenizden "Türkçe" metali amatör bulan bir kısım metalciler vardır. İş burada biraz alışkanlığa ve aşşşşşşşağılık psikolojisine bakıyor.



Metallica'nın en tartışmalı albümü St.Anger, bütün alışkanlıkları skib bırakmştı. Bu gidişatın hayal kırıklığına uğrattığı thrash metalci kesim başta olmak üzere önemli sayıda kişi albüme pok atmadan duramadı. O zamanların Metalikacı tıraş metel hayranlarından olup aylarca o albümü beklemek var mesela, ya da Load ve ReLoad'ın acısını çıkarmak isteyen binlerce dinleyiciden biri olmak da... Ne oldu? Hepsinin götünde patladı.

Yerli işlere zaman ve (şu meşhur "imkanlarımız yetmedi" sözündeki) imkan tanımadan her endüstriden gelip ülkeye çöreklenen yabancı işler sonucu bizdeki uluslararası aşağılık psikolojisi katmerlendi. Devamında -yabancı müziğe yeterince alışıp eşofmanımıza da kaloriferde yeterince ısıttıktan sonra- gönül dili ile bu işin yürümeyeceğini anlayan bazı grupların, Anadolu rock müziğin verdiği gazla Türkçe metal yazıp çizip, çalmaya yönelmesiyle anadilimiz + sert rok müzik tepkimesinden ilk sonuçları aldık.

Tabi sözleri -Aşık Veysel de dahil olmak üzere- bazı halk ozanlarımız tarafından alınarak bestelenen şarkılar haricinde Türkçe metal pek tutmadı desek yalan olmaz. Aha geliyor işte:


  • Varan Beş: Türkçe'nin ses özelliği metal müzik icra etmeye uygun değil.

Elimizdeki en tehlikeli bahane bu, özellikle büyük oranda haklılık barındırmasıyla diğer savlardan sıyrılıyor. Şimdi size bir parça ateşliyorum, blogun havasına pek iyi gitmeyecek ama siz şarkıya değil, sözlere odaklanın:



Şarkımız bir animenin açılışı - Japonca. Neredeyse her kelimede "O" harfi, dolayısıyla dilde de "O" sesine bir yatkınlık var. İngilizler ve Amerikanlarda ise İngilizceden gelen "E" harfi kullanımı, onların okuduğu gibi düşünürsek "İ" sesi çok fazla ve dil buna yatkın. Daha eski bir Germen dili olan Almanca ise "A" harfine, yani "E" sesine yatkın. Onlarda yatkınlık "A-E" arası giderken bizde "A-O" arası bir yatkınlık mevcut.

"İ" ve "E" sesi üzerinde kemikleşen (İngilizce yüzünden) heavy metalin türevleri de farklı coğrafyalardan gelmiş (NWOBHM, Bay Area Thrash Metal, Stockholm Ekolü vs...) ve aynı türevler de yine coğrafyalara bölünmüştür:

  1. Bay Area Thrash: Metallica - Exodus - Testament ...
  2. East Coast Thrash: Overkill - Anthrax - Nuclear Assault ...
  3. Teutonic Thrash: Kreator - Sodom - Destruction ...
  4. Brazilian Thrash: Sepultura - Sarcofago - Violator ...

Her biri ülkemize teker teker gelebilecek bu gruplar 80'ler döneminde kendi aralarında kanki oldukları için benzer gruplardan etkileniyor, birbirlerinden etkileniyor, birbirlerinden çalıyor, müzisyen transfer ediyor ve bazen de içlerinden yeni gruplar çıkarabiliyorlardı. Böyle böyle kendi jeopolitik bölgelerinde kemikleştiler ve yeni ekoller, yeni yollar açtılar.

İşin ses kısmına gelecek olursak, "Bay Area'da" keşfedilen thrash metalin bu saydığım dört bölgede de farklı söylenmesi.  



Hepsi işe "Metallica" gibi başladılar.  Destruction'ın Eternal Devastation albümünü bizim ergen metalcilerimize dinletsek, edilen bedduaların iman gücüyle grup elemanlarının evlerine ateşler salınabilirdi. Buyrun size karşılaştırmalı metalcilik:

(1986)Destruction: Eternal Devastation
(2001)Destruction: Antichrist

Ya da daha güzel bir örnek,

(1987)Testament: The Legacy
(2012)Testament: Dark Roots Of Earth

Yalnız buradaki ince ayrıntı, Schmier'in (Destruction) vokallerinin alışılmadık olması. Herifler thrash metalde yaptıkları bu çirkinlik ile black metalin fitilini ateşleyen gruplardan biri oldular. Herhalde bir Alman grubun James Hetfield kıvamında söylemesini beklemiyordunuz :)


-o-


Şimdi tüm varanları bir elde toplayalım:
 
  1. Gruplarda Avrupa kaygısı, beraberinde sonucunda yabancı şarkı yapmak "gerekliliği" oluşuyor ve bu Türkçe metale pek de olumlu yansımmıyor.
  2.  Abi yabancılar yapınca iyi oluyor, bizdeki gruplar hiç orjinal değil..:(
  3. Türk metal dinleyicisi ilgisiz, ilgilense de sayıca yetersiz.
  4. "Ben Türkçe metal sevmiyorum."  
  5. Türkçe'nin ses özelliği metal müzik icra etmeye uygun değil.

Bahanenize sokayım, bütün bunlar niye biliyor musun?


alışkanlık

alışkanlık

alışkanlık

alışkanlık

alışkanlık

alışkanlık


Neyse, bugünlerde Türkçe metal müzik aldı başını gidiyor. Siz hala tatlıses James?







Al işte dağ gibi başlık da buradan geliyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Şimdi onlar düşünsün.