19 Nisan 2014 Cumartesi

İnsan :: Göbekli Özet Geçiyor [3]



İnanın bana, bilgisayar ekranında "Yazıya nasıl başlarım?" kaygısını yaşamak bana fazlasıyla zaman kaybettiriyor. Bunun da kolayını, bir takım öz eleştiri ve itirafla kotarıyorum. Amaç her türlü duygu sömürüsü - kusuruma bakmayın siz, bunun beni üçe beşe katlayan ustalarına bir kumanda uzaklığında iken benimki size devede kulak.



Hani önceki yazıda geçen hikaye vardı ya sizi deve yerine koyan... İşte ben aslında o devenin kulağına küpe olsun diye yazıyorum bunları. Yoksa itirafmış, sömürüymüş, bunlar hep havaya girene kadar ağzımda gevelediğim şeyler. Aptal kutusunda olan ustalarım da zaten sömürüyü bu sebepten yapıyorlar. Geveliyorlar, geviş getiriyorlar, aslında söylemek istedikleri dişlerinin arasından fısıltıyla duyuluyor. Benim de bloğun başından sonuna kadar aktarmaya çalıştığım bir şey var. Yeterince aktarmış ya da aktaramamış olabilirim, ama ben hepimizin insan olmasını istiyorum.


"Savaşlar olmasın." diyen dünya güzellerinin mesela. Zaten öyle bir cümleyi kurabilecek herkese güzellik ödülü verilmeli. Kafaları güzel sonuçta.

Savaşların varlığı ve sürekliliği inancı ne olursa olsun insanın fıtratında var. Ama bunu ağır silahlarla, şantajla, hakaretle ya da hepsiyle birden yapmak insanın bir seçimi.

"Sansür olmasın." lafını sakız edinenler... Sansür olacak. Sansür, köklü ve popüler bir politika silahıdır ve onu halka doğrultmamış hiçbir dünya görüşü yoktur. Savunduğunuz görüşün, desteklediğiniz fikir akımının önderleri muhakkak bu günaha girmişlerdir. Bunu önlemenin yolu sansür olgusunu reddetmek değil, sansürü yapanlara bu yolun bedelini ödetmektir. Sansürün kendisiyle değil, onu getiren zihne karşı mücadele etmelisiniz. Kazanırsan zaten ilgili sansür ortadan kalkacaktır. Öbür türlü güzel kardeşim, geçmiş olsun.

" X zihniyeti olmasın." Bunu diyen hıyar evladı da kendini yeterli bulamadığı zaman karşıya bok atma eğilimine girer. Sen o zihniyeti yok saydıkça o zihniyet, şımarık çocuk misali sana daha çok yapışacak. Bir kere dünyada ölçemediğin şeyleri salt şekilde gruplandıramaz ve az ölçütle çok kişiyi bölemezsin. Tabularını, dogmalarını ve hükümlerini (bunların hepsi aynı şey) esnek tutmazsan, karşıt görüşe kapıyı azıcık aralamazsan sığ ve çözümsüz kalırsın. X zihniyeti de varlığını paşa paşa sürdürür.


A: Vay be! İnsanlık namına iki çift laf bekliyorduk, hepimizi ters köşeye yatırdı.


Birilerini iyi ve güzel olana yönlendirmek istiyorsak ona "insan ol" demek en çok satan on paradoksa rahat girer. İnsanın biçimi, özünden önce meydana gelmiştir. İnsanın özü hakkında herhangi bir nesnel kanıya varılamadığı için "insan" sözcüğü onun biçimini tanımlar. Öyle ki, dinlerde insanı diğer varlıklardan öteye koyan ölçüt "iradede" bile nesnel bir kanıya varmak güçtür. Bu yüzden insan olmayı, herhangi birkaç sıfata uymak şeklinde tanımlayamayız. Onu tek bir yönde gösteremeyiz.

İnsan olmak, mevzubahis örneklere aldanıp pembe gözlüklerle bakmak değildir, siyah gözlüklerle hiç değildir. O gözlüğü çıkarmaktır. Biraz şahsi bir tanım yapacak olursak: insan olmak, geriye kalan tüm sıfatlardan arınmaktır. Çünkü kendinizi niceleyince aldanabiliyor, niteleyince de kafanızı karıştırabiliyorsunuz. Bu ve tüm yazılarıma attığım imzaya bir bakın, kendime basçı ve göbekli demem bile ayrı bir çelişki. Bendenizi ismen belli etmesi haricinde bu iki kelimeyi sıfat olarak kullanmıyorum. Yoksa dediğim gibi, insanlıktan çıkarım. Ya insan olmak için sıfatlarımdan vazgeçeceğim, ya da kendime insan demeyeceğim.

Bu yazıda üç ayı özet geçip gelecek planlarımı yazmam gerekiyordu. Planlarımı açıklıyorum:

İnsan olacağım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Şimdi onlar düşünsün.