15 Kasım 2013 Cuma

Dumanlar Yükseliyor, İnsanlar Yanıyor :: Anatolik - Distonya

Sistemin silik gölgesi olarak kalmış bir ülke, hiçbir sorun yokmuş gibi gösterilen ama içten içe çürütülen bir toplum, DİSTONYA'da dumanlar yükseliyor, yıkılmaz sanılan duvarların ardında insanlar yanıyor - Anatolik


Vakti zamanında nuh nebiden kalma bir internet sitesinin o ölçüde eski bir haberinden tanımıştım Anatolik'i. Düzeltiyorum: Southern Storm. Haberde gördüğüm demolarını da bu adla çıkarmışlardı. Aynı demodan Kaotik ilk dinleyişimde grup hakkında kafamda olumlu olumsuz bulutlar oluşturmuştu. Şarkı bir harikaydı ve demonun tümü iyi bir düzenlemeyi hakediyordu fakat grup sayısız birçok Türk grup gibi tek albüm çıkarıp sonra dağılmış izlenimi veriyordu...


Gel zaman git zaman Youtube'da Türk grup arama çabalarım sonunda boşa kürek çekmemiştim: yeni ismiyle Anatolik ve ilk göz ağrısı Kaotik'i bulmuştum. Albümden sadece üç şarkıya aşinaydım, kalan şarkıları merakla bekliyordum. Boğaz'ı tavaf edip(Hammer Müzik), diski bilgisayara takıp, Distonya'yı turladıktan sonra "olumlu olumsuz" bulutları bir kez daha misafir ettim lakin kafam yeterince yüklü değildi ve bulutlar parçalıydı.

Bir ay kadar beklettikten sonra, şu sıralar Distonya'yı yeniden turluyorum. Bulutlar yoğunlaştı, kafamda (grup görsellerinden alıştığımız) şimşekler çakıyor. Dumanlar yükseliyor, insanlar yanıyor!

-o-

Grup albümün genel yapısı itibariyle bir konsepti takip ediyorsa da bu cisim için konsept albüm demek pek yerinde değil, konusu konsept albümlere nazaran bir hayli geniş. Lakin herhangi bir ilk albüme göre sağlam bir duruşa sahip. Altını çiziyorum çünkü ilk albüm dediğin genellikle toplama bilgisayara benzer ve grup kendi kimliğini ikinci, en kötü üçüncü albümde oturtur. Yapıtı konsept albüm dışında tutmamın bir başka sebebi de şarkıların tek başlarına ayrı konulara bölünebilmesi. Her şarkı ayrı kulvardan saldırıyor fakat elinizde bu şarkılardan oluşan tutarlı bir kolordu var. Elimizdeki cismin genel havası az çok bu yönde.

Duruş dedik, saldırıyor dedik, konsept dedik, çok konuştuk. Bir Anatolik kadar olamadık. Adamlar hem müziği, hem de sözleri kardeşçesine götürmüşler. Kaotik, Ütopya, Üretim Bandı vs. parçalarda bozulan toplum, maskeli efendiler kafalarında takılıp Kaç Sefer ile Haçlılara mızrağı saplayan (bu Kudüs için! :D ) sözler bazen basit cümle yapılarıyla sırıtsa da harika vokal melodisiyle beraber bir süre sonra peynir ekmek gibi geliyor. Heavy metal ortalamasına göre fazla didaktik olmalarına karşın içinde bulunduğumuz ahval ve şerait bunu gerektiriyor. Henüz ülkece istenen refaha ulaşabilmiş değiliz çünkü.

Vokal melodileri demişken, grupta bu yükü Mehmet Ali Gür sırtlanmış. Dengeli yükseliş ve düşüşlerle Mehmet Ali abimiz harika işler çıkartmış. İşe "ne kadar metal" gözüyle bakmadığınız sürece vokallerle herhangi bir sorununuz yok. Trve metalciliğinizi bırakın ve Ferhat Göçer nasıl metal müzik yaparmış görün! Teşbihte hata olmaz ancak Mehmet Ali abinin ses rengi Ferhat Göçer'e çok benziyor. Grubun rakçılar ve popüler müzik severler arasında yükselmesi için çok doğru bir seçim, fakat biz metal kafaları pek heyecanlandırmıyor. Mesela önceki solist efendi yeterince metaldi ama yorum gücü (yalan mı söyleyelim) biraz zayıftı. Grup açısından olumlu, kendi perspektifimden olumsuz bulutlar yine kafamda dolanıyor...

-o-

Kaotik ile ilk buluşmada zaten grubun belirli bir bestecilik seviyesini aştığını anlamıştım. Arkadaşların bu potansiyeli değerlendirmeleri ve albüm yapma gibi zahmetli ve riskli bir işe bulaşmaları "yerli metal açlığı" çeken bendenize şifa verdi, güç verdi. Grubu kendilerine özgü tınıyı oluşturma açısından başarılı buluyorum; özgün bestecilik ve grubun oturan tınısı, albümü "albüm" yapan şeylere önem vermeleri, power-heavy-speed ve yer yer thrash metal öğelerini göz kararıyla serpiştirmeleri, çalışılmış vokal melodileri ve duyarlı metalcilikleri, grubun geleceği hakkında beni umutlandırıyor, albüm işinin ciddiyetini bana bir kez daha kavratıyor.

Handikaplı belki üç - beş noktadan biri; albümün kaydının boğuk olması -düzenlemenin bası geçtim ritim gitarı bile yutması- bu nedenle albüm işçiliğini gölgede bırakması... Sonuçta siz burada heavy metal yapıyorsunuz - o riffler bu kulağa gelecek! :D - Belki birkaç basit kafiye var ama onlar da öften püften sorunlar, gruptan zaten böyle bir beklenti yok, tarzlarının da üstünde bir duruş sergiliyorlar. Olacak o kadar. Bitiriş vuruşumuzu da akılda kalıcılıkla yapalım. Grubun tınısının vurucu olmaması, şarkıların akılda kalmasını zorlaştırıyor. Öyle olsa albüm notu çok daha yüksek olurdu.

-o-

Unutmadan, bu arkadaşlar öyle İstanbullu, İzmirli falan değiller. Adanalılar... Millete bahsettiğimde dalga geçiyorlardı:

-Adanalı bir metal grubunun albümünü arıyordum ağbi.
-Adanalı?

Emin olun, şapkadan tavşan çıkarmak, Adana'dan metal albümü çıkarmaktan kolaydır.


-o-



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Şimdi onlar düşünsün.